Tarihimize altın harflerle yazılmış olan Çanakkale Zaferi, Dünya tarihinde eşine az rastlanır bir kahramanlık destanıdır. Bu toprakların insanının bağımsızlık için birlik olup kenetlendiğinde, neleri başarabileceğini tüm dünyaya gösteren bir cesaret timsalidir.
Çanakkale destanı, ateşten günler yaşadığımız milli mücadele yılları için hem moral hem ışık hem de yeni kurulacak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin önsözü olmuştur. Milletimizdeki bağımsızlık tutkusunun destansı boyutu olan Çanakkale ruhunu genç nesillere vermeli ve aradan uzun yıllar geçse de düşmanlarımızın bizi bu coğrafyada müstemleke yapmak için hala büyük bir gayret içinde olduklarını öğreterek milli şuur kazandırmalıyız.
Dün omuz omuza vererek vatanı, milleti, devleti ve hürriyeti için mücadele edip şehit düşenlerin, bugün çocuklarını çeşitli fitnelerle bölüp parçalamaya uğraşanlara en ibretli cevap Çanakkale destanında saklıdır.
Çanakkale Zaferi Türk ve dünya tarihinin akışını değiştiren, bölgesel ve küresel denklemleri baştan ayağa yenileyen stratejik bir diriliştir. 107 yıl evvel Türk milletinin kaderi Çanakkale’de düğümlenmiş, varlığı Çanakkale’ye mühürlenmişti. Zalimler en gelişmiş silah ve teknolojileriyle önce denizden, sonra başaramayınca karadan saldırmışlar, fakat bu aziz millete boyun eğdirememişlerdir.
Çünkü Türk milleti sükût kesmiş tepelerde, ateş almış koylarda parlamış; fırın gibi tabyalarda, tarihin nabız atışının duyulduğu mevzilerde çağlamış, “Bir elimizi bağlasalar da tek elimizle Boğaz engelini aşarız” diyen Lord planlarını, haçlı heveslerini paramparça etmiş; kısaca Çanakkale’de namus ve şeref müdafaasıyla ayağa kalkmış, barbar istilasına karşı etten duvar örmüştür.
Elbette Çanakkale dünyanın en büyük şehitliği, her sayfası şehit kanıyla yazılmış Türk tarihinin fedakârlık külliyatı, fazilet köküdür. Çanakkale dünyaya vurulmuş Türk damgasının asla silinmeyecek izlerinden bir tanesidir.
Çanakkale Zaferi, Birinci Dünya Savaşı’nın seyrini değiştirerek tarihe “Çanakkale Geçilmez” sözü ile yazılmış bir destan olmakla birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu sürecinde önemli bir dönüm noktasıdır.
Bu destanın ardından Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün rehberliğinde, emperyalizme karşı kurtuluş mücadelesini başlatan ve bağımsız bir devlet kurmayı başarmış olan halkımız tüm dünyanın ezilen, mazlum ve mağdur halklarına örnek olmuştur.
Uğruna büyük bedeller ödenerek kazanılan yurt toprakları, bizlere şehitlerin ve gazilerin emanetidir. Bize düşen en büyük görev ise tarihin bu altın sayfasını belleklerimizde her daim taze tutmak, gelecek kuşaklara doğu bir şekilde anlatmak, birlik ve beraberlik içerisinde, bize armağan edilen laik ve demokratik Cumhuriyet’i aynı ruh ve anlayışla korumak, sahip çıkmaktır.
Ulusumuz, yurdunu canından üstün bilen şehitlerimizin ve gazilerimizin fedakarlıklarını hiçbir zaman unutmayacaktır. Yurt sevgimizin, bağımsızlık ve özgürlüğümüzün ölümsüzleşen simgeleri olan şehitlerimiz ve gazilerimiz her zaman gönlümüzde yaşayacaktır.
Şanlı Türk tarihinin dönülmez noktalarından biri olan tüm dünyaya “Çanakkale Geçilmez!” mesajını veren, eşine az rastlanır destansı bir direniş öyküsü ile tarihin akışını değiştirdiği, 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi’nin 109. yılını kutluyor; Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere, Çanakkale’yi geçilmez kılan aziz şehit ve gazilerimizi rahmet, şükran ve saygıyla anıyoruz.
Daha Fazla
ÇANAKKALE TARİHİ ALANDA”SALI SOHBETLERİ” BAŞLADI
ÇANAKKALESPOR’DA YENİ YÖNETİM BELLİ OLDU
GEBE OKULUNA BABA ADAYLARI DA KATILIYOR