Tarihi Emanetler Emin Ellerde
Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığınca Çanakkale Muharebeleri’nden kalan malzemelerin restorasyon ve konservasyonlarını gerçekleştirmek üzere laboratuvar kuruldu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kurulan Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı, kurulan laboratuvar ile Tarihi Alan’da ele geçirilen ve hali hazırda envanterinde kayıtlı olan taşınır kültür varlıkları ile savaş döneminden kalma malzemelerin restorasyon ve konservasyonlarını gerçekleştirmek üzere faaliyetlere başladı.
Kurulan laboratuvar donanım ve ekipman anlamında pek çok ulusal laboratuvarla aynı seviyede bulunmaktadır. Laboratuvarda; seramik, cam, demir, bronz, kurşun, gümüş, ahşap gibi pek çok malzeme türünde eserlerin konservasyonları gerçekleştirilebilmektedir. Tarihi Alan laboratuvarında; zaman zaman bir acil müdahale birimi gibi çalışılmakla beraber, uzun zaman alan prosesler de yürütülmektedir. Tarihi Alan laboratuvarı, aynı zamanda taşınmaz kültürel değerlerinin de gelecek nesillere aktarılmasında önemli rol oynamaktadır.
Laboratuvar hakkında açıklamalarda bulunan Tarihi Alan Başkanı Sn. Mehmet Gürkan: “Konservasyon dinamik bir süreçtir. Eserlere yapılacak tek bir müdahale onları sonsuza kadar yaşatmak için yetmez. Periyodik olarak muayene edilmeleri, gözlenmeleri gerekmektedir. Gerektiği takdirde ivedi müdahaleler yapmak; ancak bir eserin gelecek nesillere aktarılmasını sağlar. Bu sebeple kurumumuz bünyesindeki bu laboratuvar eserlerin uzun vadede korunmaları sağlamaktadır. Laboratuvarımıza yoğun korozyon içerisinde gelen bir eser vitrinde temizlenmiş yeniden hayat bulmuş olarak ziyaretçilerin ilgisine sunulmaktadır. Bir metal kalıntısından başka bir şey olmayan bir buluntu, aktif konservasyon süreçlerinden sonra geçmişe ışık tutan bilgiler taşıyan bir esere dönüşebilir. Bu sebeple restorasyon ve konservasyon, arkeoloji, sanat tarihi, tarih gibi bilimler için bir paydaş disiplindir. Bu bilimlerin elini güçlendirecek malzemeler sunar, bu malzemeleri daha okunaklı hale getirir ve gelecek nesillerdeki araştırmacıların da bu donelerden yararlanabilmesi için eserlere hayat verir.” dedi.